1 Şubat 2014 Cumartesi

Kaya gibi bir adam


Protest dediğimizde aklımıza ister istemez o geliyor: Ahmet Kaya... Üstelik o kadar duygu yüklü bir insanmış ki rahmetli ama sadece etnik kökenine bakarak düşman ilan edilmiş. Bu topraklar o kadar utanmaz, o kadar nankör ki; kendisine "Yılın Sanatçısı" ödülü verildiği gecede ana dilinde albüm yapmak istediğini belirtti diye 2 dakika içerisinde istenmeyen, bugünlerin popüler tanımıyla "Vatan Haini" ilan edilmiş. Kaldı ki kendisi bunları ifade ederken Türkiye'yi ne kadar çok sevdiğinden, bölücülük gibi bir düşüncesinin asla olmadığını söylemesine rağmen... 

Yine Soner Yalçın'ın Oradaydım'ında değerli karısı Gülten Kaya o şahsiyetsiz geceyi aktarmış. Ben çok utandım ve bir o kadar da öfkelendim, popülizme tapan kendini bilmez sözde "sanatçı"ların yaptığı kabul edilemez bir şey. Üstelik kimisi çıkıp tüm popülistliğiyle "Benim ninem de Kürt, ellerim kırılsaydı da çatal fırlatmasaydım." çapsızlığında demeç verebiliyor bugün... 

Kaya gibi büyük ama yumuşacık yüreğine destek olan bir başka önemli dostu, çok sevdiğimiz birçok sözün yazarı Yusuf Hayaloğlu'nun da hakkı ödenemez Ahmet Kaya gerçeğinde...

Seni "Kum gibi" ezdiğini düşünen o kirli yüzler zerre umrumda değil, benim için sadece birer utanç kaynağı onlar... 

Martılar ağlardı çöplüklerde,
Biz seninle gülüşürdük.
Şehirlere bombalar yağardı hergece,
Biz durmadan sevişirdik.
Acımasız olma şimdi bu kadar, 
Dün gibi dün gibi çekip gitme. 
Bırakta sarılayım ayaklarına 
Kum gibi kum gibi ezip geçme.

Sonbahar damlardı damlarımıza, 
Biz seninle sararıdık.
Aydınlanlansın diye şu kirli yüzler,
Biz durmadan şavaşırdık.
Acımasız olma şimdi bu kadar 
Dün gibi dün gibi çekip gitme. 
Bırakta sarılayım ayaklarına 
Kum gibi kum gibi ezip geçme...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder